Tasarrufun iptali davası icraya düşmemesi için borç sahibinin mallarını kaçırması durumunda alacaklının kendi haklarını koruması için atmış olduğu adım olarak tanımlanmaktadır. Tasarrufun iptali davalarında bir kişinin alacaklı olması ve icra davası açması durumunda karşı tarafın mallarına herhangi ir icra konmaması için bu malları elden çıkarması ile alakalı olarak açtığı itiraz davası olarak da tanımlanabilmektedir. Borçlunun son 5 sene içerisinde attığı adımların mal kaçırma kategorisinde olması sebebi ile iptal edilmesi durumunda tasarrufun iptali davasının açılması sağlanacaktır.
Tasarrufun İptali Davasının Amacı Nedir?
Tasarrufun iptali davasının ana amacı mal sahibinin borcu sebebi ile mallara zarar gelmemesi amacı ile malları elden çıkarmasını engellemektir. Bu elden çıkarma gerçekleşse dahi 5 sene içerisinde atılan adımların iptali için dava açılması mümkün kılınmıştır. Dava açan kişinin alacaklı konumunda olması gerekir. Bu şekilde kendi alacağının tahsis edilmesinin önüne geçen usulsüz ve kaçırma amaçlı olan satışların iptal edilmesi, mal sahibi olan kişinin bu tasarrufları ortadan kaldırması olarak da tanımlanabilmektedir. Sadece taşınmaz mallar değil aynı zamanda taşınır mallar için de aynı dava türünün açılması söz konusu olabilmektedir. Hem gayrimenkul hem de menkul mallar için tasarrufun iptali davası açılabilmektedir.
Tasarrufun İptali Davası Kaç Yıl Sürer?
Tasarrufun iptali davasının dava içeriğine göre kaç sene sürebileceği değişim göstermektedir. Bu konuda genel geçer bir süre aralığı vermenin mantıklı olmayacağının da ayrıca bildirilmesi gerekmektedir. Tasarrufun iptali davasının açılması için verilen hak düşürücü süre ise 5 senedir. 5 sene içerisinde bu davanın açılmaması durumunda malların devredilmesi durumu ile alakalı haksızlığa uğradığınızı beyan edecek bir davanın açılmasına maalesef ki olanak tanınmayacaktır.
Tasarrufun iptali davasının açılma süreci içerisinde yardım aldığınız avukatınızın bu konuda daha öncesinde dava tecrübesinin olmasına ayrıca özen gösterilmelidir. Dava süreci içerisinde sorun yaşanmadan tüm prosedürlerin yerine getirilmesi ve dilekçelerin hazırlanması için fırsat verilmektedir. Tasarrufun iptali davasında avukatınızın davaya katılması yeterli olacaktır. Sizin bizzat davada bulunmanız gerekli değildir.
Tasarrufun İptali Davası Nasıl Sonuçlanır?
Tasarrufun iptali Yargıtay kararları konusunda en dikkat çeken belgelerin başında aciz vesikası gelmektedir. Aciz vesikası ile alakalı hususlar davanın sonucunu da direkt olarak etkileyecek biçimde geliştirilmektedir. Bu vesika ile alakalı dikkate alınması gereken hususlar;
- Tasarrufun iptali davasının açılması için aciz vesikasının olması şart değildir fakat kesin hükme varılması için aciz vesikasının bulunması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Aciz vesikası asıl olarak icra memurları tarafından malların satılmasının sonrasında borcun tam olarak ödenmediğini ve ödenmeyen kısmı gösteren belge olarak da tanımlanmaktadır.
- Dosya kapsamında kesin veya geçici bir aciz belgesinin sunulması istenmektedir. Dava dosyasının henüz açılış adımında bu gerekli olmasa dahi devam eden süreçte kesin bir sonuca varılması adına aciz belgesinin dosyaya eklenmesi gerekir. Bu belge eksik şekilde dosya oluşturulmuş ise Yargıtay kararlarında genel olarak eksik inceleme yanıtı sunulmaktadır.
Bu iptal davasının koşullarının incelenmesi ve dava için her iki tarafın da içerisinde bulunması gereken kondisyonların analiz edilmesinde avukatınızın rolü yadsınamaz. Konunun uzmanı olan bu alanda tecrübeli kişiler ile iş birliği yapmak sizin için sorunsuz bir dava sürecini de beraberinde getirecektir.
Tasarrufun İptali Davası Şartları Nedir?
Tasarrufun iptali davasının açılması adına borçlu ile alacaklının gerçek bir borç alacak ilişkisi içerisinde olması gerekmektedir. Bu borcun hukuki bağlamda da belgelenebilir nitelikte olması gerekir. Sadece söz ile beyan edilebilen bir borç için bu şekilde tasarrufun iptali davasının açılması söz konusu olmayacaktır.
Gerçek bir borç alacak ilişkisinin olmasının yanı sıra borçlunun aciz vesikasının kesinlikle yer alması gerekir. Bu aciz vesikasının geçici olmasına ya da kesin hüküm beyan eder konumda bulunmasına olanak verilmektedir. Her iki şekilde de kabul edilmektedir. Davanın açılması için sunulması şart olmasa dahi kesin hüküm aşamasında aranan temel belgeler arasında aciz vesikası yer almaktadır. Aciz vesikasında malların satışı durumunda borcun tamamının ödenmeyeceğine dair ve ödenmeyecek olan kısmın maddi bedelinin belirtildiği belge olarak tanımlanabilir.
Tasarrufun iptali davası iyi niyetli 3. Kişinin korunması için de gerekli olan tüm önlemler alınmıştır. Bu noktada iyi niyetli 3. Şahıs olarak tabir edilen kişi borçludan malları alan kişidir. Bu borçlunun satışa çıkardığı malları herhangi bir mal kaçırma hususundan haberdar olmadan satın alan kişiler de bir davalı olarak dosyaya dahil edilecektir. Fakat tabi ki malları kaçıran kişi konumunda olmayacağının bildirilmesi gerekir. Bu iki tarafın iş birliği içerisinde olduğu tespit edilirse değerlendirmenin daha farklı bir boyutta olacağının da ayrıca iletilmesi gerekir.
Tasarrufun İptali Davası Ne Zaman Düşer?
Tasarrufun iptali davası açma süresi kapsamında 5 senelik bir sınırlandırma getirilmiştir. Beş sene içerisinde gerekli olan dava açma adımlarını yerine getirmeyen kişilerin dava açma aşamasını tamamlaması maalesef ki mümkün olmayacaktır. Hukuki yardım alarak hangi davayı açmak için hak düşme süresinin ne olduğuna ilişkin bilgi almalısınız. Bu şekilde koruma olanağınız olan hakların korunması fırsatını kaybetmeyeceksiniz. Sizden mal kaçırdığı tespit edilen kişilerin geçmişe dönük 5 senelik işlemlerinde tasarrufun iptal edilmesine karar verilebilmektedir.
Tasarrufun İptali Davası Hukuki Niteliği Nedir?
Bu aşamada tasarrufun iptali davası hukuki nitelik bakımından biri menfi tespit davası olarak tanımlanmaktadır. Kişilerin mallarını alacaklının el koymaması sebebi ile bilerek isteyerek elden çıkarması durumunda alacaklının karşı çıkmak adına attıkları bir adım olarak ele alınır. Bu konuda daha öncesinde tecrübe sahibi olan hukukçulardan yardım alınmalıdır.
Tasarrufun İptali Kararının Kesinleşmesi Gerekir Mi?
Tasarrufun iptali davası sonuçları kapsamında bu hükmün işlerlik kazanması için kesinleşmesi gerekmektedir. Sadece davanın açılmış olması borçlu kişinin tasarrufları üzerinde bir etki sahibi olmayacaktır. Bu aşamada kişilerin dava açmak için sahip oldukları 5 senelik zaman aralığına da dikkat etmeleri lazımdır.
İİK 277 Nedir?
Tasarrufun iptali davaları içerikleri İcra ve İflas kanunu 277. Madde kapsamında ele alınmaktadır. Tasarrufun iptali akrabalık içerisinde de söz konusu olabilmektedir. Bu kişiler arasında akrabalık ilişkisinin olması davanın açılması konusunda bir engel teşkil etmemektedir. İİK 277 sayesinde borcunu tahsil etme konusunda sorun yaşayan alacaklının borçlunun mallarını elden çıkartması sebebi ile 5 sene içerisinde attığı adımlarda tasarrufun iptali adımının uygulanmasın karar verilebilmektedir. Bu şekilde alacaklının hakkını sistematik bir biçimde ortadan kaldıran borçlu hakkında bir tasarruf kısıtlaması sağlanabilmektedir. Tabi ki bu adım için kısmi ya da tam geçerli biri aciz belgesinin olması istenir.
Tasarrufun İptali Taşınmazın Aynına İlişkin Midir?
Tasarrufun iptali davası taşınmazın aynına ilişkin bir dava türü değildir. Tam da bu nedenle kişilerin yapmış oldukları itirazların incelenmesi oldukça önemlidir. Bu itirazların haklı gerekçelerinin bulunması durumunda davanın yeniden gözden geçirilmesi de söz konusu olabilir. Taşınmazın aynına değil tasarrufun iptali unsuru üzerine ilişkin bir davadır. Tasarrufun iptali davası hukuki niteliğinden dava açma sürecinde dikkate alınması gereken hususlara kadar her aşamada avukatınız sizin için yol gösterici bir rol üstlenecektir.
Tasarrufun İptali Davası Ne?
Tasarrufun iptali davası, alacaklıdan paranın tahsil edilememesi durumunda, son 5 yıla ait tasarrufların iptal edilmesini sağlayabilmek için açılan bir dava olarak dikkat çeker. Bunun için kesinlikle belli şartların oluşması lazım. Avukat olmadan davadan sonuç almak ise çok zordur.
Tasarrufun İptali Davasının Amacı Nedir?
- Alacaklı tarafından açılan bir dava olarak karşımıza çıkan hukuki bir süreçtir.
- İcra takibi kesinlikle daha önceden yapılmış olmalıdır. Bunun ardından ilgili yöntem sonrasında borcun tahsil edilmemesi halinde süreç başlar.
- Son 5 senelik dönem içinde hem menkul hem de gayrimenkul olarak tanımlanmış olan mallara dair kaçırmak saikinin önüne geçmek temel amaçtır.
- Bunun yanı sıra yine aynı yöntem üzerinden gerçekleştirilmiş kaçırma sonrasında ortaya çıkacak tasarrufların iptal edilmesi bir diğer dava amacı olarak karşımıza çıkar.
- Hem malı devralmış olan kişiye hem de kanuna göre borçlu olarak tanımlanmış şahsa karşı açılması söz konusudur.
Tasarrufun İptali Davası Kaç Yıl Sürer?
Tasarrufun iptali davası açma süresi açık bir biçimde ifade edilmiştir. Bunun süresi 5 yıl olarak tanımlanır. İİK 280.madde içerisinde dile getirilen duruma göre; tasarrufun alacaklı olan tarafça bilinmesi lazım. Bunun yanı sıra açık kanıtların bulunması da referans alınmaktadır. İşte bunun ardından 5 yıl içerisinde davanın açılması konusunda hiçbir sorun söz konusu değildir.
Tasarrufun iptali davasında hak düşürücü süre olarak tanımlanmış zaman dilimi 5 sene olarak karşımıza çıkar. Bunun İcra ve İflas Kanunu içinde, 284.maddede ifade edilmiş olduğunu görmekteyiz. Batıl olarak bilinen tasarrufun vukuu bulmasından sonra ilgili tarihi takiben 5 yıl içinde düşme durumu gerçekleşmektedir.
Tasarrufun İptali Davası Nasıl Sonuçlanır?
Davanın olası sonuçları hakkında şunları ifade etmek lazım;
- Eğer dava reddedilirse, böyle bir durumda hiçbir zaman davalıların aleyhine yönelik bir sonuç ortaya çıkmaz. Böylelikle tasarruf iptali gibi bir durumun gerekmediğine dair hüküm verilecektir.
- Davanın kabul edilmesi halinde ise bunu açmış olan kişinin alacaklı bakımından ilgili davaya bahis olunan işlem, sadece alacak miktarı üzerinden sınırlı olacak biçimde, geçersizliğe hükmedilir.
- Davaya konu olan durumda bir tasarruf yoksa, cebri icra gündeme gelir. Buna satıl yöntemi üzerinden paranın çevrilmesi demektir. Mesela; satılmış olan bir ev ya da araba, davlı olan borçlunun adına kayıtlıysa ilgili durum yaşanacaktır.
- Satış bedelinden hemen önce, davacı olan kişinin kanunlarla ifade edilmiş olan borçlarının ödenmesi esastır.
- Bunun yanı sıra ilgili işlemin ardından halen belli miktarda bir para kalıyorsa, bunun satın almış kişiye iade edilmesi veya aracıya iade edilmesi söz konusudur.
Tasarrufun İptali Davası Şartları Nedir?
Tasarrufun iptali davası şartları şöyledir;
- Borçlu olarak tanımlanmış olan kişinin, alacaklısını bir zarara uğratma amacıyla kasten hareket etmesi, ilgili davanın en temel şartlarından birisi olarak karşımıza çıkar.
- Yine borçlu olan kişinin, devretmiş olduğu şahısla geçerli kabul edilmiş bir tasarruf eylemine imza atması halinde ilgili davanın gerekli olan şartı ortaya çıkacaktır. Böylelikle dava açılabilmesinin önünde hukuki olarak hiçbir engel kalmamış olur.
- Son olarak ise borcu bulunan şahsın sahip olduğu malvarlığından haklarının ve aynı zamanda mallarının çıkartılmasının da bir gerekçe ve şart şeklinde tanımlanmış olduğunu görmekteyiz.
Tüm bunların ardından artık dava açılabilir. Görevli ve yetkili mahkeme tercih edilmelidir. Avukatın buna dair dilekçeyi yazması önem arz eder.
Tasarrufun İptali Davasının Hukuki Niteliği Nedir?
Tasarrufun iptali davası genel anlamda hukuki nitelik söz konusu olduğu vakit farklı birçok değerlendirmeyi de beraberinde getirmektedir. Ancak bu konuda ortaya koyulmuş olan bir öğreti vardır. Bunun yanı sıra Yargıtay içtihatları her daim referans alınır ve bunlar kabul edilir.
Tasarrufun iptali davalarında, söz konusu olan maldır. Bunun aynına ilişkin bir dava olduğunu ifade etmek mümkün değildir. Bundan dolayı kesinlikle birçok farklı görüşten yola çıkarak ilgili durumun şahsi niteliğe sahip olduğunu söylemek lazım. Buna göre hareket edilir. Söz konusu bu yorum hem Yargıtay kararları hem de genel öğreti sonrasında yapılmıştır. Geçerliliği kesinlikle kabul edilmektedir.
Tasarrufun İptali Davası Ne Zaman Düşer?
Tasarrufun iptali davası düşme süresi 5 yıl olarak ifade edilmiştir. İptal davası bir hak olarak dikkat çeker. Batıl şekilde tanımlanmış olan tasarrufun vukuu bulduğu tarih her zaman bir referans noktası olarak kabul edilir. İşte bunu takip eden süreç içerisinde 5 yılın geçmesi halinde ilgili dava da düşmüş olmaktadır. Ancak bunun bir zaman aşımı olmadığını hemen söylemek lazım. İlgili süre kesinlikle hak düşürücü sıfatıyla tanımlanmıştır. Hakim bunu kendiliğinden göz önünde bulundurur. Herhangi bir itiraz olmasa bile, usul üzerinden reddedilir.
Tasarrufun İptali Kararının Kesinleşmesi Gerekir Mi?
Tasarrufun iptali davaları her zaman taşınmaz aynına ilişkin olmamasıyla dikkat çeker. Buna göre kesinleşme olmadan icraya koyulması konusunda hiçbir sorun söz konusu değildir. Bu noktada özellikle daha önce 8.Hukuk Dairesi tarafından verilmiş olan kararın referans alındığını ifade edelim.
Aynı zamanda İİK içindeki 283. Maddeye göre de bu konuda bilgi sahibi olmak gerekiyor. Üçüncü olarak tanımlanmış bir şahıs tarafından açılan davanın ardından, bunun sabit olması durumunda, davaya konu olan malın üstünde, cebri icra yöntemiyle hakkın alınması esastır. Böyle bir yetki tanınmıştır.
Davanın konusunun taşınmazlar olması durumunda, davalı olan üçüncü şahsın üstünde bulunan herhangi bir kaydın düzeltilmesine gerek kalmaz. Böylelikle taşınmazın hem haczi hem de satışını kolaylıkla istenebilmesi mümkündür. Aynıyla ilgili olmaması ilkesi üzerinden hareketle, HMK 350.madde uygulanmaz. Böylelikle kesinleşme de beklenmemiş olur. Takibi veya haczedilmesi, bunun ardından satılması mümkündür.
Tasarrufun İptali Davasının Kabulü Hangi Sonuçları Doğurur?
Tasarrufun iptali davası sonuçları şöyledir;
- Davanın kabul edilmesine yönelik olarak bir kararın verilmesi halinde, bunun üzerinde alacaklı borçlu şahsın kendi malvarlığıymışçasına icra üzerinden alacağın tahsil edilme yetkisi verilmiş olacaktır.
- Bu hükme göre, tasarruf üzerinde bunun iptali minvalinde bir karar verilir.
- Feriler ve alacak cebri icra üzerinden talep edilebilir.
- Buna rağmen ilgili hüküm uyarınca, devrin iptali durumu ortaya çıkmaz. Üçüncü kişi her daim malik sıfatını korur.
- Davacı olan taraf, bu davayı kaybettiği durumda hem nisbi olarak tanımlanmış vekalet ücretini hem de yargılama sırasındaki giderleri kesinlikle ödemek zorundadır.
Tasarrufun iptali davası söz konusu olduğunda yargılama usulünün her zaman İcra İflas Kanunu içinde yer alan 281.maddeye göre yapılacağını belirtmek lazım. Buna ek olarak bu tip davalar basit usuldedir. Hüküm bu yönde verilmiş olmasının yanı sıra son derece açıktır. Dilekçe aşamasında da bunlar baz alınmaktadır. Bu noktada sadece cevap ve dava dilekçesi söz konusudur.
Görüldüğü üzere ilgili davanın teknik birçok yönü mevcuttur. Bu yüzden dava açacak olan kişinin dikkat etmesi gereken en temel nokta bu konuda uzmanlaşmış olan bir kişiden hukuki yardım istemesidir. Böylelikle dava sürecinde olası sorunlarla karşılaşma ihtimaliniz de azalmış olur.
İlginizi Çekebilir;
https://yaseminmersin.av.tr/tazminat-davasi/
https://yaseminmersin.av.tr/bosanma-avukati-umraniye/
https://yaseminmersin.av.tr/tek-tarafli-bosanma/
https://yaseminmersin.av.tr/olunceye-kadar-bakma-sozlesmesi/
https://yaseminmersin.av.tr/karsi-bosanma-davasi-acma-suresi/