Hakaret davası kapsamında ana amaç kişilerin itibarının korunmasıdır. Özel hayatı ya da ailevi yaşamı ile alakalı olarak almış olduğu olumsuz sözler kişilerin hakaret davası açması için yeterlidir. Maddi manevi tazminat davası ile de bu sürecin bir araya getirilebileceğinin ayrıca bildirilmesi gerekmektedir. Kişilerin hakaret davalarını kendi adlarına açmalarına izin verilmektedir. Örneğin yakınlarına edilen bir hakaret sebebi ile dava açılmasına olanak verilmeyecektir. Bu noktada hakaret davasının kapsamının bireyselliği temel aldığı görülmektedir. Bunun istisnası kişilerin kendi ölen yakınlarıdır. Bazı durumlarda yakınlara hakaret edilmesi kişilerin kendi saygınlığını da olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Küfür Ve Hakaretin Cezası Nedir?
Hangi kelimeler hakarete girer; kişilerin somut ya da soyut 2 şekilde hakarete uğrama olasılığı vardır. Somut olarak hakaret edilmesi durumunda bir suçun kişiye isnat edilmesi söz konusudur. Soyut olanda ise herhangi bir suç isnat etmeden genel ifadeler ile karşıdaki kişinin yaralanması hedef olarak belirlenmiştir. Kişilerin kendi saygınlıklarının korunması için açılan bu davalarda soyut ve somut olmak üzere iki seçenek üzerinden davanın seyri belirlenecektir.
Kişilerin işlediği ve kesin hüküm ile suçlandıkları bir konuda isnatta bulunulması hakaret olarak algılanmayacak ve davaya konu edilmeyecektir. Örneğin hırsızlıktan gerçekten hüküm giymiş bir kişiye hırsız olarak seslenilmesi biri hakaret olarak ele alınmayacaktır. Hırsızlık suçu işlememiş bir kişiye bu şekilde hitap edilmesi ise somut bir suçun isnat edilmesi olarak da tanımlanabilmektedir. Atfedilen hakaretamiz söz ile kesin hüküm giymemiş olmak en temel kurallar arasında yer almaktadır.
Hakaret Davası Nasıl Sonuçlanır?
Eşime hakaret davası açabilir miyim; eşinize hakaret davası açma hakkınız vardır. Bunu genel olarak boşanmaya ek bir dava olarak açma yolu izlenmektedir. Çekişmeli davaların bir ek davası olarak hakaret için manevi tazminat talep edebilirsiniz. Anlaşmalı boşanmanın bu kıstasta olmamasının asıl nedeni anlaşmalı boşanmalarda hali hazırda nafaka ve tazminat ile alakalı belirlemeler yapılmıştır. Bu nedenle ayrıca bir dava açılmasına gerek olmayacaktır. Hakaret davası açmak için başvuruların yapılmasının sonrasında kişilerin 3 aydan başlayarak 2 yıla kadar uzayan cezaya çarptırılmalarına karar verilebilmektedir. Bu hapis cezasının maddi cezaya dönüştürülmesine de olanak verilmektedir.
Telefonda Hakaret Nasıl İspat Edilir?
Hakaret davası nasıl açılır; telefonda hakaret son senelerde en sık yaşanan sorunlar arasında kendini göstermektedir. Bu aşamada en büyük yanılgı ise kişilerin karşı tarafın izni olmadan kendi haklılıklarını kanıtlamak adına telefonda hakareti kaydetmeleridir. Karşı tarafın haberi olmadığı için bu ses kaydını bir delil olarak mahkemeye sunmanıza olanak verilmeyecektir. Ayrıca durumun karşı tarafça fark edilmesi durumunda özel hayatın gizliliğini ihlal gerekçesi ile telefon konuşmanızı kaydetme sebebi ile size karşı dava açma hakkı dahi olacaktır. Bilişim alanında yaşanan gelişmeler ile beraber hukukun bu alanda gelişim gösterdiğinin de ayrıca bildirilmesi gerekir. Bu ihtiyacın karşılanması adına gerekli olan bilgilendirme anında sunulmaktadır. Özel hayatın gizliliğini ihlal etmeden telefon konuşmasında hakaret edildiğini kanıtlamak için tanık gösterebilirsiniz. Bu konuda sizin çok yakınınız olan biri kişinin tanıklığının güvenilir bulunmayacağını da ayrıca bilmelisiniz.
Telefonda Hakaret Ve Tehdidin Cezası Nedir 2022?
Hakaret davası cezası açmak isteyen kişilerin hakaretin niteliğine uygun olarak dellillendirme adımlarını tamamlaması gerekmektedir. Delillendirme sürecinde daha önce de belirtildiği üzere özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmemesine de özen gösterilmelidir. Yapılan son değişiklikler ile beraber karşı tarafın görüşmenin kayıt altına alındığından haberi yok ise bu unsurların ve datanın delil olarak sunulmasına izin verilmeyecektir. Özel hayatın gizliliğinin hangi ikonu olursa olsun bilişim gelişimlerinden korunması için çaba sarf edilmektedir. Cezalandırma sürecinde ya hapis cezası ya da maddi para cezası sunulmaktadır. Kişilerin maddi para cezası ve hapis cezasına aynı anda çarptırılmasının mümkün olmadığı da belirtilmelidir.
Hakaret Davası Cezası Kaç TL 2022?
Nitelikli hakaret davasında 3 aydan 2 yıla kadar uzayan bir hapis cezasına çarptırılması söz konusu olabilmektedir. Maddi olarak ceza alan kişinin ise verilen hapis cezasının maddi tutara çevrilmiş halini ödemesi gerekir. Nitelikli hakaret suçu denildiği zaman temelde akla gelmesi gereken unsurlar;
- Nitelikli hakaretin en temel unsurlarının başında kamu görevlilerine yapılan hakaretler gelmektedir. Bu hakaretin kamu görevinden ötürü yapılmış olması gerekmektedir.
- Kişinin bağlı bulunduğu değerler sebebi ile hakaret maruz kalması da nitelikli hakaret olarak tanımlanmaktadır. Nitelikli hakaret kapsamında bu birimde cezaya çarptırılan kişilerin alacakları cezanın kesinlikle 1 yıldan fazla olacağının bildirilmesi gerekir.
- Sağlık personellerine karşı saldırılara bir önlem olması konusunda gerekli olan adımlar atılarak sağlı çalışanlarına yapılan hakarete ayrıca bir cezai yaptırım ve artırım uygulanacağını da bilmelisiniz. Bu şekilde sağlık çalışanlarına karşı şiddet girişimlerinin önünün kesilmesi hedeflenmektedir.
Bu detaylara dikkat ederek davsa dosyası şekillendirildiğinde olumsuz sonuç alınmasının mümkün olmadığı da belirtilmelidir.
Sosyal Medya Hakaret Para Cezası Ne Kadar?
Sosyal medya hakaret davası son senelerde en sık rastlanan ve kişilerin en sık rahatsızlık duydukları durumların başında gelmektedir. Bu noktada bireylerin özellikle anonim hesaplar üzerinden yaptıkları yorumlar ile kişilik haklarına karşı saldırıda bulunmaları yaygın bir hale gelmiştir. Bu suçun basit şekilde işlenmesi durumunda alınacak en yüksek ceza 2 yıl hapis cezası olarak tanımlanmıştır. Kişilerin ya hapis cezasına çarptırılmasına ya da maddi cezaya çarptırılmasına onay verilir. İki cezanın birden işleme koyulmasına olanak verilmeyecektir.
Hakaret davası dosyalarının çıkarılacak olan sosyal medya kanunu ile daha net bir zemine oturacağı tahmin edilmektedir. Bu şekilde kişilerin sosyal medya hesaplarını kullanırken anonim kimlikler sunmasına izin verilmeyeceği tahmin edilmektedir. Anonim kimlikler sunan kişilerin hesaplarının ilerleyen süreçlerde kapatılacağı ön görülmektedir. Hakaretin yüz yüze yapılmamış olması ve bir bilişim sistemi ile yapılmış olması o suçun suç niteliğini ortadan kaldırmayacaktır. Bilişimin sosyal hayata son derece entegre edildiği bu günlerde hakaret davası kapsamında sosyal medya gönderileri, yorumları ve mesajları da bir delil olarak kabul edilmektedir. Alınan bu tedbirler ile kişilerin sosyal medya üzerinden kimliklerini saklayarak agresif yorumlar yapmalarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Hakaret Suçu Para Cezasına Çevrilir Mi?
Verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesine olanak verilmektedir. Para cezası ve hapis cezasının aynı anda verilmesine kanun müsaade etmemektedir. Hakaret suçunun cezai yaptırımı artıran bazı unsurlar vardır. Bunun başında hakaret suçunun alenen işlenmesi gelmektedir. Alenen işlenmesi durumunda normal koşullarda verilen tutardan altıda bir kadar daha fazlasının verilmesine onay sunulur.
Şerefe Karşı Suçlar Nelerdir?
Hakaret davası şerefe karşı suçlar kapsamında değerlendirilmektedir. Kişilerin kendi saygınlıklarının korunması bu kanunun ve açılan davaların temel amacıdır. Açılacak olan davaların bireysel düzeyde işlerlik kazanacağının bildirilmesi gerekir. Farklı yakınlarınızın şeref ve onuru adına ancak bu durum sizi etkiliyorsa dava açmanıza izin verilecektir.
Türk Ceza Kanunun 125-131 maddeleri arasında şerefe karşı suçlar ele alınmıştır. Toplum arasında saygınlığın ve haysiyetin zedelendiği durumlarda bu kanun kapsamında davanın temellendirilmesi sağlanabilir. Her kişinin şeref ve onur sahibi olması sebebi ile bu unsurlara karşı atılan adımların suç olarak addedilmesi korunmasının yolunu açmaktadır.
Hakaret davası, Türk Ceza Kanunu 125.madde içeriğinde yer alan durumların ortaya çıkmasından dolayı açılır. Burada önemli olan nokta söz konusu kişiye karşı kullanılmış olan kelimelerin hakaret içerip içermediğidir.
Küfür ve Hakaretin Cezası Nedir?
Hakaret davası cezası kaç TL: Hakaret davalarında cezalar şöyledir;
- Uzlaşmaya tabi bir suç olarak dikkat çeker.
- Hakareti etmiş olan kişinin en az 3 ay en çok ise 2 yıl kadar hapis cezası alması söz konusudur.
- Bunun yanı sıra cezanın adli para cezasına çevrilmesi gibi bir durum da görülür.
- Hakaret suçlarında nitelikli bir biçimde ilgili fiilin gerçekleştirilmesi halinde, alınacak cezanın alt sınırı 1 yıl olarak tanımlanmıştır. Bundan daha düşük süreli bir cezanın verilmesi hiçbir şekilde söz konusu değildir.
- Eğer hakaret, çok aleni bir biçimde gerçekleştirilmişse verilecek olan ceza konusunda artırım ilkesi devreye girer. Bunun oranı da 1/6 olarak karşımıza çıkar.
Hakaret Davası Nasıl Sonuçlanır?
Hakaret davasının iki farklı şekilde sonuçlanması söz konusudur. Davada ispat her iki taraf için de çok büyük bir önem taşır. Eğer bir kişi kendisine hakaret edildiğini iddia ediyorsa, bunu kesinlikle ispat etmekle yükümlüdür. Böylelikle açılmış olan davanın kendi lehine sonuçlanması söz konusudur. Fail bu durumda, ifade edilmiş cezalardan birisiyle cezalandırılır.
Bunun yanı sıra davalı olan taraf için de aynı kuralların geçerlidir. Eğer kişi, hiçbir şekilde hakaret etmediğini düşünüyorsa yine bunu kanıtlamak zorundadır. İspat durumunun gerçekleşmesi halinde beraat eder ve ceza almaz. Ancak burada önemli olan nokta ilgili fiile dair ifade edilmiş kelimelerin, dile getirilmiş olan cümlelerin bir hakaret içerip içermediğidir. Bu konuda özellikle Yargıtay tarafından verilmiş kararların çok büyük bir öneme sahip olduğunu görmekteyiz.
Hangi Kelimeler Hakarete Girer?
Hakarete giren kelimeler bellidir. Buna göre bir insana; müsvedde, hayvan, aptal, geri zekalı, şerefsiz ya haysiyetsiz denildiği zaman karşı tarafın buna dair dava açma hakkı söz konusudur. Bunun yanı sıra eğer bir kişi görme yetkisini kaybetmiş ise ona dair kör adam, kör herif demek hakaret içermektedir. Aynı şekilde yürümesinde sorun olan insana; ulan topal ve benzeri şeyleri söylemek de hakaret anlamına gelir.
En çok merak edilen konuların başında ise hangi kelimelerin ve sıfatların hakaret içermediğidir. Buna göre; bilgisiz, ihanet ediyorsun, meziyetsiz, siz kimsiniz lan, ne var lan, bizi mi döveceksiniz, karı gibi adamsınız, Allah belanı versin, sen kim oluyorsun, dinsiz, seni paramla satın alırım, yalan söylüyorsun, siz polis misiniz lan, tombaladan müdür, kukla gibi kelime ve tanımlamaların hakaret içermediğini hemen ifade edelim. Hakaret davası böyle ifadelerin kullanılması gerekçe gösterilerek açılmaz.
Hakaret Davası Açmak Kaç Para?
Hakaret davası açmak için kişinin belli bir parayı ödemesi kesinlikle şarttır. Buna göre manevi tazminat olarak tanımlanmış bir dava sürecinin başlatılması gerekmekte. Bu konuda ücret anlamında koyulmuş bir sınırın bulunduğunu görmekteyiz. 7320 TL değerinde bir limit mevcuttur. Bu miktara kadar olan davaların görüldüğü mahkemeler her zaman Sulh Hukuk Mahkemeleri olarak karşımıza çıkar. Bunun geçilmesi halinde ise yetkili mahkeme değişir ve Asliye Hukuk Mahkemesine gidilmesi temel bir kuraldır.
Hakaret Suçu Para Cezasına Çevrilir Mi?
Hakaret suçunun para cezasına verilmesi söz konusudur. Buna dair şu ayrıntıları kanunlarımızda net bir biçimde ifade edilmiştir;
- Direkt olarak hapis yerine adli bir para cezasının verilmesi mümkündür.
- Bunun yanı sıra suçun basit bir hal nedeniyle ortaya çıkmasından dolayı verilmiş hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi söz konusu olmaz.
- TCK 125/3 içinde ifade edildiği üzere, daha ağır olarak tanımlanmış bir cezanın gerektirdiği hallerde, hakimin en az 1 yıllık ceza vermesi şarttır. Böyle hallerde kesinlikle para cezasına çevrilmesi gibi bir durum yoktur.
- Eğer 2 sene veya bundan daha kısa süreli bir ceza verilirse, erteleme hükümleri hakimin vereceği karar çerçevesinde uygulanabilmektedir.
- Aynı durumda daha farklı bir sonuç da ortaya çıkabilir. Bu da, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şeklinde tanımlanmıştır.
Hakaret suçlarında kesinlikle yetkilendirilmiş olan mahkemelere gitmek, süreci bir dilekçe üzerinden başlatmak gerekmektedir.
Hakaret Eden Kişi Nereye Şikayet Edilir?
Hakaret davası nasıl açılır: Hakaret suçu konulu olan davalarda kesinlikle yetkili mahkeme olarak dikkat çeken Asliye Ceza Mahkemesi üzerinden ilgili davanın açılması şarttır. Doldurulması gereken dilekçe önem arz eder ve şu şekilde yazılması esastır;
- Müşteki ve şüpheli kısım yazan yerlerin dikkatli bir biçimde doldurulması esastır.
- İsim, soyadı, TC kimlik numarası ve suçun işlenmiş olduğu tarihin ifade edilmesi esastır.
- Aynı zamanda suç olarak tanımlanmış durumun açıklanması önem arz eder.
- Dilekçenin açıklamalar kısmındaki ilk yere; hakaret iddiasının kesinlikle bazı olaylarla desteklenmesi gerekmekte.
- Somut olayların maddeler halinde yazılı şekilde anlatılması mühimdir.
- Deliller sunulur. Bunların arasında tanık beyanlarının da bulunması lazım.
- Hukuki nedenler ise ilgili kanun maddesine göre belirtilir. Bunun TCK 125 ve buna dair mevzuatlar olduğunu hemen hatırlatalım.
- Talep ve sonuçlar kısmının da doldurulmasından sonra tarih atılmalı, isim, soyadı, imza, tanıklar alanına gerekli tüm bilgiler yazılmalıdır.
Bunların tamamlanmasının ardından artık savcılık bu dilekçeyi alır ve dikkatli şekilde inceledikten sonra işleme koyar.
İnternetten Hakaret ve Tehdidin Cezası Nedir?
Sosyal medya hakaret davası, son yıllarda oldukça yaygın bir hale gelmiştir. Birçok farklı internet sosyal medya hesapları üzerinden kişilere yönelik yapılmış olan her türlü hakaret ve tehdidin suç olarak tanımlandığını ifade edelim. TCK 106 maddesine göre böyle hallerde bir kişi en az 6 en çok 2 yıla kadar ceza alabilmektedir. Söz konusu durumda önemli olan nokta ise hakaretin kesinlikle kanıtlanması gerektiğidir.
Telefonda Hakaret Nasıl İspat Edilir?
Hakaret davası söz konusu olduğunda en çok merak edilen hususların başında telefonda hakaretin nasıl ispat edileceği gelmektedir. Bunun için şu yöntemler dikkat çeker;
- Telefon üzerinden hakaret veya tehdit içeren durumlarda, bunun belli uygulama ve programlar sayesinde, ses kaydını kaydetme şeklinde olması halinde bunu bir delil olarak sunmak mümkündür.
- Bunun yanı sıra bir diğer metot ise ilgili tehditlerin ve hakaretlerin üçüncü kişilere dinletilmesi şeklindedir.
- Aynı zamanda telefonun kendisinde olan ses kaydetme özelliğinin kullanılması da ilgili fiilin kanıtlanması açısından tercih edilebilecek bir yöntem olduğunu hemen ifade etmek lazım.
- Burada önemli olan nokta suça dair fiillerin ispat edilmesidir. Bu noktada her iki yöntemin de dava açacak olan kişiler tarafından kullanılması çerçevesinde hiçbir sorun söz konusu değildir.
Mesaj üzerinden veya telefon ile yapılacak olan hakaret ile tehditlerde bunun ne kadar basit olup olmadığına göre karar verilir. Çok basit hallerde 3 aydan başlayan cezalar söz konusudur. Aksi halde 6 ay ile 2 sene arasında değişen cezalar öne çıkar. Hakaret davası bu cezalara göre ilgili mahkemede görülmektedir.
Hizmet Tespit Davası Kazanılırsa Ne Olur?
Hizmet tespit davasının kazanılması durumunda şunlar söz konusudur;
- Kişinin lehine bir sonuç ortaya çıktığında, davacı olan kişinin belli yıllar içerisindeki yatırılmamış olan sigorta priminin ödenmesi sağlanır.
- Bu noktada ödeme işlemleri kesinlikle işveren tarafından yapılmalıdır.
- Bunun yanı sıra işveren olarak tanımlanmış şahıs, aynı zamanda bu yıllar süresince ödenmemiş olan gelir vergisini, belirtilecek bedel üzerinden yatırması da şarttır.
- Vergi dairesinin yanı sıra aynı zamanda Sosyal Güvenlik Kurumu, işveren kişiye ceza kesebilme hakkına sonuna kadar sahiptir.
Tüm bunlar, hizmet tespit davası ceza hesaplama olarak bilinen bir dizi işlemin tamamlanmasının sonrasında mümkündür.
Hizmet Tespit Davası Kaç Yıl Sürer?
Hizmet tespit davası açma süresi, kanunda çok açık bir biçimde belirtilmiştir. Buna göre 506 sayılı olarak tanımlanmış yasa içinde yer alan 79/10 bendine göre; resmi devlet kurumuna bilgilendirme yapılmayan hizmetlerin sigortalı olarak kabul edilmesine ilişkin davanın, tespiti talep edilmiş hizmetin sona ermesinin ardından 5 yıllık sürede açılması temel bir kural olarak karşımıza çıkar.
En çok merak edilen konuların başında ise davanın ne kadar süreceği gelmektedir. Bunun için kesin ve net bir tarih vermek zordur. İş mahkemelerinin yükünün ağır olduğu düşünüldüğünde, minimum 1 veya 2 sene boyunca davanın devam etmesi ihtimaller dahilindedir. Yoğunluk, dava durumu, avukat gibi farklı parametreler bu süreyi etkiler.
Hizmet Tespit Davası Hangi Durumlarda Açılır?
Hizmet tespit davası açılma durumları şöyledir;
- Dava konusunun kesinlikle uzun vadeye sahip olan sigortalar içermesi gerekiyor. Örneğin; malullük sigortası, ölüm ve yaşlılık durumlarında bu tip bir davanın açılması hiçbir şekilde söz konusu olamaz.
- Davacı olan işçinin sigortasız olarak görülmesi bir diğer önemli detay olarak karşımıza çıkar.
- Aynı zamanda ilgili durumun SGK tarafından tespit edilmemesi de mühimdir.
- Dava açacak olan kişinin, 5510 sayılı kanun olarak bilinen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kurallarına uyum sağlayan ve bunun için ilgili kriterleri oluşturan bir yerde bulunması da lazım.
Tüm bunların tamamlanmasının ardından ilgili konuyu mahkemeye götürmek mümkündür. Dava 5 sene içerisinde açılmalıdır. Aksi halde hizmet tespit davası zamanaşımı kuralı devreye girer.
Hizmet Tespit Davası İçin Neler Gerekli?
Hizmet davası için gerekli şartlar çerçevesinde, iş yerinin kanuni anlamda tanımlanmış yükümlülükleri sağlaması ilk kural olarak karşımıza çıkar. Hizmetin bu iş yeri içerisinde verilmiş olması dikkat çekici bir detaydır. Bunun yanı sıra ilgili duruma dair daha önceden SGK’nın hiçbir şekilde tespit içerisine girmemiş olması da bu dava için gereklidir.
Hizmet Tespit Davası Nasıl Açılır?
Hizmet tespit davası açabilmek için tanımlanmış olan tüm şartların oluşması mühimdir. Süreç hakkında şunların bilinmesi esastır;
- Bir işçi kurallara ve kanunlara göre, sigortasız olarak çalışmış olduğu zaman diliminin en son yılından itibaren başlayacak şekilde geriye dönük bir biçimde 5 yıllık sürede bu davayı açabilme, çalıştığını ispat etme hakkına sahiptir. Bu zaman diliminin yasalarımıza göre hak düşürücü olarak tanımlanmış olduğunu hemen ifade edelim.
- İşçinin vefat etmesi halinde, onun yasal mirasçılarının yine aynı zaman dilimi içerisinde dava açma hakkı mevcuttur. Burada dikkat edilecek olan temel konu ise isçi olan şahsın ölümünden önce 5 yılın hiçbir şekilde doldurulmamış olmasıdır.
- Bu davaların açılma sürecine baktığımız zaman iki farklı mahkemenin yetkili olduğunu görmekteyiz. Kişinin ilk olarak, ikamet etmiş olduğu yerde bir iş mahkemesinin bulunup bulunmamasına bakması lazım. Eğer bu mahkeme varsa dava açılır. Tam tersi hallerde ise yetkilendirilmiş diğer mahkemeye gidilir. Bu da asliye hukuk mahkemesidir.
- Hizmet tespiti davalarında işçinin kendi durumunu ispat etmesi gerekmektedir. Yazılı deliller bu noktada öne çıkarken, aynı zamanda tanıkla ispat konusunda da bir engelleyici hüküm göze çarpmaz.
Tüm bu süreç içerisinde 5510 sayılı olarak bilinen sigortasız işçi çalıştırmanın suç kabul edildiği kanun referans alınmaktadır. Devlet dairelerinde sigortasız şekilde tek bir kişinin bile çalıştırılmaması ilkesinden hareketle, ilgili davanın özel işletme, fabrika ve kuruma karşı açılmış olduğunu hemen ifade etmek lazım. Süreç sunulacak delillere göre belirlenir.
Hizmet Tespit Davası Nasıl İspat Edilir?
Hizmet tespit davalarında ispat büyük bir önem taşır. Belli tarihler arasında bir işyerinde çalışan kişinin, bunu birtakım deliller üzerinden sunması lazım. Bu noktada birden çok yöntemin bulunmuş olduğunu görmekteyiz. Tanıkları dinlemek bunların başında gelir. İş hukuku kaynaklı olacak şekilde ortaya çıkmış tüm uyuşmazlık hallerinde, ispatın bir tanıkla yapılması konusunda bir sorun yoktur.
Burada öne çıkan şey ise kişinin beyanıdır. Yani tanıkların ifadelerinin ve beyanlarının, davayı açacak olan işçinin orada gerçekten ilgili süreler içerisinde çalışmış olduğunu ortaya koymak zorundadır.
Hizmet Tespit Davası Yargıtay’a Gider Mi?
Hizmet tespit davalarında dikkat çeken ve merak edilen konuların başında bu davanın Yargıtay’a gidip gitmediği gelmektedir. Açık kanunlarımıza göre böyle bir durum söz konusudur. Örneğin davaya konu olan hizmetin geçtiği zaman dilimi içerisinde işyerinin el değiştirmesinde bu sürecin Yargıtay’a taşınması söz konusudur. Buna göre eski işyeri sahibine ek olarak, burayı devralmış olan şimdiki işverenin, kesinlikle SGK ile beraber hasım gösterilmesi önemlidir. Eğer bu yapılmazsa, hizmetin tespit edilmesine yönelik bir karar verilse bile bu hükmün Yargıtay tarafından bozulacağını söylemek lazım.
Hizmet Tespit Davası Sonuçları Nelerdir?
Hizmet tespit davası açıldıktan sonra olası sonuçlar şöyledir;
- Davanın neticesine göre bunun kazanılması halinde hizmetin kanuni olarak tespit edilmiş olduğu tüm aylar, SGK aracılığıyla tespit edilmektedir. Buna resen tescil adı verilmektedir.
- Bir diğer sonuç ise tespit edilmiş olan süreler sonrasında kazanılmış zamanların hem sigortalılık süresi içine dahil edilmesi hem de bunun emeklilik hesabı yapılırken prim gün şeklinde kullanılmasıdır. Zaten davanın açılmasının en temel nedenlerinden ikisi de budur.
- Bu tip davalarda, SGK aleyhine ya da lehine olacak şekilde vekalet ücreti kapsamında bir hükmün ortaya çıkmadığını hemen ifade edelim.
- Eğer söz konusu davayı açmış olan işçinin, bir zorunluluk olan işe giriş bildirgesi yoksa, böyle durumlarda işverenin hemen bu tescili tamamlaması da şarttır. Böylelikle tanımlanmış kanunlara uygun bir işe giriş olacaktır.
- Davanın sonrasında kaybeden işverenin; mahkeme tarafından açık bir biçimde belirtilmiş dönem dair sigorta prim bildirgesi ve aylık hizmetini ödemesi lazım. İşçinin hesabına bu meblağın yatırılması yasal bir zorunluluk olarak dikkat çeker. Burada dikkat çeken temel nokta ise primlerin haricinde, ilgili zaman dilimi boyunca yasal olarak bilinen faizin ödenmesi de bir şarttır.
Hizmet tespiti davası sonuçları bu şekildedir. İyi bir avukat sayesinde, uğramış olduğunuz haksızlığı belli bir süre içerisinde sonlandırmanız mümkündür.
İlginizi Çekebilir;
https://yaseminmersin.av.tr/olumlu-trafik-kazasi-cezasi/
https://yaseminmersin.av.tr/bosanma-avukati-umraniye/
https://yaseminmersin.av.tr/karsi-bosanma-davasi-acma-suresi/