
İddet müddeti nedir? İddet müddeti sadece kadınlar için mi geçerlidir? Erkekler için geçerli olan bir bekleme süresi var mıdır? İslam’da iddet müddetinin yeri nedir? İddet süresi nasıl hesaplanmalıdır? Tüm bu soruların yanıtlarını sizin için bir araya getirdik ve konuya dair güncel tartışmaları derledik!
İslam’da İddet Müddeti
İddet müddeti geçerliliğini sürdüren ve ana kurallar kapsamında yer alan detaylardandır. Bir evliliğin ortadan kalkması için gerekli olan tüm koşulların sağlanmasının sonrasında kadınların yeniden evlenmesi için beklenmesi gereken süre olarak da tanımlanabilir. İddet müddeti olarak tabir edilen kavramın doğabilecek olan çocukların soy bağında bir karışıklık olmaması adına alınan bir önlem olarak da düşünülmesi mümkündür.
- Öncelikli olarak bazı İslam bilginlerine göre iddet müddeti dolmayan bir kadına evlilik birliği kurmanın teklif edilmesi mümkün değildir. Sadece evlilik değil bu konunun teklifi dahi İslam kapsamında yasaklanmıştır.
- İslam’da iddet müddeti dolmamasına rağmen bir evlilik yapıldıysa bunun fark edildiği anda anında iptali gerekli olacaktır. İptali olmasa dahi geçerliliği yoktur.
- İddet müddeti İslami kaynaklarda 2 ana sebepten doğar; Ölüm ve Boşanma. Ölüm ve boşanma kapsamında geçerli olan kurallarda bazı temel farklar bulunur. Örneğin ölüm sebebi ile eşini kaybeden bir kadının sadece sahip olabileceği çocukların soy bağı için değil aynı zamanda kendi kocasının yasını tutması ve üzüntüsünü yaşaması için de gerekli olan bir süre olarak ele alınmaktadır.
İslam’da geçerli olan bu kuralların ne derece medeni hukuka yansıdığının da analiz edilmesi gerekir. İddet müddetine ilişkin modern tartışmaların varlığı da belirtilmelidir. Özellikle teknolojinin gelişmesi ile beraber alt üst soy bağına ilişkin bir karışıklık olma olasılığının düşmesi sebebi ile kadının yeniden evlenme hakkından mahrum bırakılmaması şeklinde görüşler de mevcuttur.
Erkeğin İddet Müddeti
İddet müddeti erkeklerde geçerli değildir. İddet sadece kadınlar için geçerli olan süredir. Erkekler boşanmalarının sonrasında iddet müddetine tabi olmadan gerekli olan tüm evlilik akitlerini tamamlayabilirler. Dini otoriteler bu konuda bir fikir birliği içerisindedir. Erkeklerin kadınlar gibi alt üst soy bağ karmaşası yaşamayacağı temel sebep gösterilerek bir iddet süresi getirilmemiştir. Modern tartışmaların temel noktası da buradan kaynaklanmaktadır. Erkek ve kadın haklarının eşitliliği için medeni hukuktaki iddet süresi konusunun gözden geçirilmesini talep eden birçok hukukçu vardır.
İddet Süresi Hesaplama
İddet müddeti hesaplama sürecinde evliliğin bitmesinin sonrasında 300 gün içerisinde kadınların yeniden evlenmesine imkan tanınmayacaktır. Kadınların bu iddet müddeti kapsamında daha önceki eşlerinden hamile kalmaları durumunda yeni evlilik sebebi ile çocuğun soy bağına ilişkin sorun yaşanabileceği gerekçesi ile kadınlara bir sınırlandırma getirilmiştir. İslam’da sadece bu soy bağı karışıklığı değil aynı zamanda ölümden kaynaklanan üzüntünün yeni evlilikte sorun yaratmaması sebebi ile de gerekli görüldüğü fark edilmektedir.
İddet Süresi Diyanet
İddet müddeti dini bağlamda incelendiği zaman ana kıstas 4 ay 10 gün olarak belirlenmiştir. Boşanmanın tüm koşullarının yerine getirilmesinin hemen sonrasında işlemeye başlayan 4 ay 10 günlük süre içerisinde kadınların yeniden evlenmesine imkan tanınmamaktadır. Bu durum ölüm iddeti olarak da tanımlanmaktadır. İddet müddeti kapsamında kişilerin evliliklerinin ölüm ile sona ermesinin akabinde yeni bir evlilik yapmasının ölen eşe saygısızlık ve kadının eski yuvasına bağlılığı hakkında soru işareti oluşmasına neden olabileceği de göz önünde bulundurulur. Bu durum sadece biyolojik karışıklıkların ortadan kaldırılması değil aynı zamanda kadının toplumsal konumunun korunması kapsamında da ele alınmalıdır. Özellikle söz konusu olan sosyal ve toplumsal akışın zamanın koşullarının dikkate alınması daha net bir yorum yapılmasını mümkün kılar.
İddet müddetinin dini bakımdan incelemesi yapılırken boşanmanın İslam dini kapsamında olumlu karşılanmadığı da belirtilmelidir. Boşanmak helal olan hareketler arasında en hayırsızı olarak da nitelendirilmiştir. Bu nedenle boşanmanın hayırsızlığının da İslami konsept kapsamında ele alınması gerekir. Vefat sonrasında ise hem eşin hatırasının korunması hem de kadının toplumsal yapıda aşağı görülmemesi için bu tür önleyici kurallar getirilmiştir.
Ölüm İddeti
Ölüm – vefat durumunda 4 ay 10 gündür. Bu durumun medeni hukukta bir karşılığı yoktur. Medeni hukuk kapsamında belirtilen süre 300 gündür. Bu konuda sosyal koruma adımından ziyade ileride aile bağları için sıkıntı yaratacak biyolojik karışıklıkların oluşmasının engellenmesi ana kıstas olarak belirlenmiştir.
Kocası Ölen Kadının İddet Müddeti
İddet müddeti kapsamında dikkate alınması gereken temel hususlar şu biçimde sıralanmaktadır;
- Kocası olan bir hanımın yeniden evlenmesi için geçmesi gereken süre 4 ay ve 10 gündür. Tabi ki bu süre hamile değilse geçerliliğini korur.
- Belirtilen ayın kameri ay olduğunun da belirtilmesi gerekir. Dönemde geçerli olan kullanılan sistem kameri takvimdir. Bu nedenle 4 ay 10 günlük süre de kameri ay üzerinden hesaplanmalıdır.
- Hamile olan bir hanımın yeniden evlenebilmesi için doğumun gerçekleşmesi gerekmektedir. Sunulan bu koşulların sadece İslam dininde geçerli olduğu ve medeni hukuk bazında bir geçerliliği olmadığının da bildirilmesi gerekir. Fakat iddet müddeti teriminin anlaşılması için bu detaylara hakim olmak oldukça önemlidir.
- Hamile olan kadının hangi iddet müddetine tabi olacağına ilişkin bazı İslami kesimlerin tartışma içerisinde olduğu da görülmektedir. Bu alanda alınan karar ise hangi iddet müddeti daha geç bir tarih aralığında sonuçlanacaksa gebe kadınlar için o iddet müddetinin geçerli olduğudur.
- Kocası kayıp olan kadınların ise kocasının kayıp olduğunun kesinleşmesinin hemen akabinde iddet başlayacaktır. Bu, ölüm iddet müddeti üzerinden hesaplanacaktır.
İddet müddetinin bu kıstaslar kapsamında ele alınması sürecin ve terimin anlaşılması için daha verimli olacaktır.
İddet Müddetinin Kaldırılması İçin Gerekli Evraklar
İddet müddeti kapsamında her kadının medeni hukuk kapsamında bu sürenin kaldırılmasına ilişkin başvuruda bulunma hakkı da mevcuttur.
- Başvuru yapılması gereken mahkeme Aile Mahkemesidir. Mahkemeye iddet müddetinin kaldırılmasına ilişkin talebinizin iletilmesinin hemen sonrasında kadının hamile olup olmadığına ilişkin bir tespit talep edilecektir.
- Kadın bu tespitin yapılması için mahkeme aracılığı ile hastaneye sevk edilir. Yapılan tetkiklerde kadının hamile olmadığına kanaat getirilirse kadının bu iddet süresi dolmadan yeni bir evlilik yapmasına izin verilir.
- Bu aşamada verilen rapora rağmen belirtilen iddet süresi kapsamında yani 300 günlük süre zarfında bir doğumun gerçekleşmesi durumunda kadının boşandığı eşin nüfusuna bu çocuk kaydedilecektir. Hem çocuğun haklarının korunması hem de biyolojik bir karmaşanın yaşanmaması için taraflar bu aşamada DNA testi de talep edebilmektedir. DNA testi talep edilmesi ve alt üst soy bağının tespit edilmesi hususlarının oldukça uzun bir zaman dilimine yayıldığı da eklenmelidir. Tüm bu süreç içerisinde size destek olacak ve süreci yönlendirecek uzman bir avukattan yardım almanız verimli olacaktır.
İddet müddeti kavramı son senelerde daha sık tartışılmaya başlanmıştır. Kadın erkek eşitliği ve kadınların sahip olduğu hakların kullanılması konusunda zor durumda bırakıldığına ilişkin yorumlar da mevcuttur. Bu nedenle modern teknolojinin ışığında yeniden evlilik yapmak isteyen kadınların iddet süresi kapsamında haklarından alı konulmasının bir hak ihlali olarak düşünüldüğünü belirten kişiler de mevcuttur.
İlginizi Çekebilir;
https://yaseminmersin.av.tr/olumlu-trafik-kazalarinda-verilen-cezalar/
https://yaseminmersin.av.tr/bosanma-davasina-karsi-dava-acma-suresi/
https://yaseminmersin.av.tr/kadinlik-gorevini-yapmama-bosanma-yargitay-karari/
https://yaseminmersin.av.tr/karsi-bosanma-davasi-acma-suresi/